BONOYU DÜZENLEYENE KARŞI TAKİPLERDE ZAMANAŞIMI
- Ali Erişen

- 5 Eki 2021
- 3 dakikada okunur
TTK m. 690 kapsamında bonoya uygulanacak poliçe hükümlerinden birisi de zamanaşımı kurallarıdır (TTK m. 661-663). Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (HGK) bonoyu düzenleyene (keşideciye) karşı yöneltilecek dava ve takiplerde geçerli olacak zamanaşımı süresi ile ilgili 2007/12-230-2007/245 sayılı 02.05.2007 tarihli kararında,1 TTK m. 691 f. 1, m. 690 ve m. 661 f. 1 hükmüne dayanarak bu sürenin 3 yıl olduğunu içtihat etmiş ve bununla yerel mahkemenin 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağına dair direnme kararını bozmuştur.
Yargıtay HGK Uyuşmazlığa konu olayda düzenleyeni (keşidecisi)..............................LTD.ŞTİ. ve vade tarihi 05.08.2003 olan bir bono vardır. Alacaklı 26.05.2005 tarihinde icra takibine girişmiş ve borçlu (düzenleyen) ise borca ve takibe itiraz etmiştir. Davacı (borçlu, düzenleyen), TTK m. 661 f. 2 ve f. 3 hükmü gereği bono alacağının zamanaşımına uğradığını, senedin kambiyo senedi vasfını yitirdiğini ve kendisinin davalıya hiçbir borcu olmadığını beyan ederek şikayet ve itirazın kabulü ile ödeme emrinin ve takibin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı (alacaklı) ise, takibe konu senedin vadesinin 05.08.2003 olup 26.05.2005 tarihinde icraya konduğunu, aradan henüz 3 yıl geçmemesi nedeni ile senedin zamanaşımına uğramadığı savunmasında bulunmuştur.
Yerel mahkeme İstanbul 2. İcra Mahkemesi alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davacı borçlunun davasının kabulüne karar vererek icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesis etmiştir (23.11.2005 gün ve 2005/1453-2260 sayılı karar). Davalı (alacaklı) yerel mahkemenin hükmünü alacağın zamanaşımına uğramadığı düşüncesiyle temyiz etmiştir.
Yargıtay 12. HD, takip dayanağı bononun 05.08.2003 vadeli olması ve 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan 26.05.2005 tarihinde borçlu aleyhine takibe başlanılması ve dolayısıyla zamanaşımı süresinin geçmediği fikriyle yerel mahkemenin kararını bozarak alacaklı (davalının) temyiz itirazlarını kabul etmiştir (20.02.2006 tarih ve 2006/5562- 8390 sayılı ilam). Yerel mahkeme Yargıtay özel dairesinin bozma kararına uymayarak direnme kararı vermiş ve uyuşmazlık Yargıtay HGK’ya intikal etmiştir. Yargıtay HGK, kararında özetle şu sonuca ulaşmıştır: “Poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıldır. Somut olayda takip dayanağı bono 05.08.2003 vadeli olup, üç yıllık zamanaşımı süresi dolmadan 26.05.2005 tarihinde takip yapıldığına göre, adı geçen borçlu yönünden bonoya bağlı alacak zamanaşımına uğramamıştır ve zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesi gerekir”.
Türk Ticaret Kanununda kambiyo senetleri poliçe, bono ve çektir. Türkiye'de kambiyo senetlerinden poliçe hemen hemen ticari hayatta hiç kullanılmamaktadır. Türkiye'de ticari hayatta ve insanlar arasında çek ve bono oldukça yaygın şekilde vadeli bir ödeme aracı olarak kullanılmaktadır. Garip bir şekilde bu yaygınlığına rağmen Türk hukukunda bono ayrıntılı olarak düzenlenmemiş olmakla birlikte bu tür ticari senetlerde ortaya çıkacak sorunların halli için bonoya ait dört maddelik özel hükümler dışında poliçe hükümlerine atıfta bulunulmuştur (TTK m. 690). Bu hükme göre maddede sayılan konular ve bunlara ilişkin poliçe hükümleri niteliğine aykırı düşmediği müddetçe bonoya da uygulama alanı bulacaktır. Buna göre Hamilin yani cirantanın poliçeyi kabul eden muhataba karşı açacağı dava vadeden itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Muhataba vadeden önce müracaat edilebilen hallerde ve vadenin uzadığı hallerde de 3 yıllık sürenin başlangıcı vade tarihidir. Hamilin cirantalar ve keşideciye karşı açacağı davalar, süresinde protesto çekilmişse protesto tarihinden, senet protestosuz ise vadeden itibaren 1 yıl geçince zamanaşımına uğrar. Bonoda düzenleyene karşı uygulanacak zamanaşımı süresinin 3 yıl olması gerektiği konusunda Yargıtay kararlarında istikrar vardır:
TTK’nın 690. maddesi gereğince poliçedeki zamanaşımına ilişkin 661-663. madde hükümleri bonolar hakkında da geçerlidir. TTK’nın 661. maddesinin 1. fıkrası “Poliçeyi kabul edene karşı açılacak davalar vadenin geldiği tarihten itibaren 3 yıl geçmekle müruruzamana uğrar” şeklindedir. Diğer taraftan, TTK m. 691 f. 1 ise “Bir bonoyu tanzim eden kimse tıpkı bir poliçeyi kabul eden gibi mesuldür” şeklindedir. Bu hükümler neticesinde, poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyene) karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı müddeti vadeden itibaren 3 yıldır. Öğreti görüşü ve Yargıtay uygulaması bu yöndedir ve kanımca da kanundan çıkan anlam bu şekilde anlaşılmalıdır.

Yorumlar